Gözden kaçırmayın

Küçükçekmece Sahillerinde Akşam Yürüyüşü: Güzellik ve Riskler İç İçeKüçükçekmece Sahillerinde Akşam Yürüyüşü: Güzellik ve Riskler İç İçe

Haliç'in kuzey kıyısındaki tarihi Hasköy semtinde, bir dönem Tekel'e ait tütün deposu olarak kullanılan Lengerhane binasının rıhtımı, bölgenin endüstriyel geçmişinin unutulmaya yüz tutmuş bir tanığı olarak varlığını sürdürüyor. Günümüzde Rahmi M. Koç Müzesi'ni barındıran bu tarihi yapı kompleksi, 1950'li yıllarda "tütün ambarı" işlevi görmüştü.


Endüstriyel Mirasın Hikayesi
Temelleri 12. yüzyıla dayanan Lengerhane binası, Osmanlı döneminde donanma için çıpa ve döküm parçalar üretilen bir tesis olarak hizmet verdi. 1950'lerde ise Tekel tarafından tütün deposu olarak kullanılan bina, 1984'te büyük bir yangın geçirdikten sonra restore edilerek müzeye dönüştürüldü. Binanın Haliç'e açılan rıhtımı, bu endüstriyel faaliyetlere lojistik destek sağlamıştı. Hasköy'ün endüstriyel kimliği, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren gelişen Haliç Tersanesi ile daha da pekişmiş durumda.


Unutulmuş Bir Köşede Huzurlu Manzara
"Tütün Ambarı Rıhtımı" olarak anılan bu alan, Haliç'in hızla değişen yapısı içinde adeta unutulmuş bir köşe hissi uyandırıyor. Özellikle akşamüstü saatlerinde, güneşin Haliç'in sakin sularındaki yansımasıyla birlikte, bölge huzurlu ve etkileyici bir manzara sunuyor. Haliç'in gün batımı manzarası, romantizm tutkunları ve tarih meraklıları için büyüleyici bir deneyim vaat ediyor.


Yeniden Canlanan Bir Bölge
Son yıllarda Tersane İstanbul projesi kapsamında büyük bir dönüşüm geçiren Hasköy kıyıları, oteller, restoranlar ve kültür merkezleriyle yeniden canlanıyor. Bu gelişmeler, bölgenin "unutulmuş" endüstriyel kimliğini kısmen değiştiriyor olsa da, Lengerhane binası ve onun rıhtımı, İstanbul'un endüstriyel arkeolojisinin önemli bir parçası olarak gelecek nesillere aktarılıyor.