Balat'ın renkli cumbalı evleri ve turistik kafelerinin hemen arkasında, Haliç'in sakin sularına bakan bir köşe, İstanbul'un hızla değişen yüzüne meydan okuyor. Burası, 567 yıllık Haliç Tersanesi'nin hemen yanı başında, endüstriyel geçmişin izlerini taşıyan, "unutulmuş" olarak nitelendirilebilecek bir nokta. Sabahın erken saatlerinde, tersanede çalışmaya giden işçilerin molalarını değerlendirdiği, belki de isimsiz bir çay ocağı veya seyyar satıcı, bu atmosferin bir parçasını oluşturuyor.
Tarihin İzinde Bir Semt: Balat
Fatih'e bağlı Balat semti, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalan sinagog, kilise, cami ve renkli evleriyle İstanbul'un kültürel mozaiğinin önemli bir parçası. Son yıllarda butik kafeler ve sanat galerilerle canlansa da, semtin Haliç kıyısındaki, tersane bölgesine yakın sokakları, ana turistik rotaların biraz dışında kalarak daha sakin ve otantik bir hava koruyor. Bu sokaklar, 1455'te kurulan Tersane
- i Amire'nin hemen güney komşusu konumunda.
Hala Nefes Alan Bir Tarih: Haliç Tersanesi
Haliç Tersaneleri, Kasımpaşa'dan Hasköy'e uzanan hat üzerinde faaliyetini sürdürüyor. Bölge, dünyanın en eski ve hala çalışan tersanelerinden biri olma özelliğini taşıyor. Şehir Hatları vapurlarının bakımı, tarihi gemilerin restorasyonu ve yeni deniz araçlarının üretimi bu tarihi alanda devam ediyor. Bu süreklilik, tersanede istihdamın da sürdüğünün bir göstergesi.
Değişimin Eşiğinde Bir Atmosfer
Ancak, bu "unutulmuş köşe" tanımı yakın gelecekte değişebilir. "Haliçport (Tersane İstanbul)" projesi, tersane alanını otel, kongre merkezi ve lüks konutlara dönüştürmeyi planlıyor. Bu dönüşüm, bölgenin endüstriyel karakterini ve ona bağlı sosyal dokuyu önemli ölçüde değiştirme potansiyeli taşıyor. Balat'taki sabah ritüelleri ve Haliç kıyısındaki sessiz anlar, bu değişim dinamiklerinin ortasında varlığını sürdürmeye çalışıyor.







Yorumlar
Yorum Yap