Kartal Sahillerinde Endüstriyel Bir Yolculuk
İstanbul'un Anadolu Yakası'nda hızla değişen yüzüne rağmen, Kartal'ın denizcilik ve tersane geçmişi, özellikle akşam saatlerinde sahilde yapılan bir yürüyüşte hissedilen melankolik bir atmosferle varlığını sürdürüyor. Bölgenin endüstriyel hafızası, terk edilmiş binalardan tarihi hikayelere uzanan somut izlerle dikkat çekiyor.
Çiçek Tersanesi ve Bir Dönemin Sona Erişi
Kartal'ın endüstriyel mirasının en önemli ayaklarından biri, 54 yıllık geçmişe sahip Çiçek Tersanesi'ydi. 1971'de temelleri atılan tersane, Türk denizcilik sektörünün simge kuruluşları arasındaydı. Ancak, 2016'da başlayan mali sıkıntıların ardından, 2025 yılında icra yoluyla satışa çıkarılarak endüstriyel bir dönem sembolik olarak sona erdi.
Bu tersane, sadece bir üretim tesisi olarak değil, aynı zamanda önemli bir tarihi sembole de ev sahipliği yapmıştı. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Geldikleri gibi giderler" sözünü söylediği Kartal İstimbotu, 2016'da Tuzla'da yarı batık halde bulunmuş ve bir seferberlik sonucu Çiçek Tersanesi'nde restore edilerek Türk Deniz Kuvvetleri'ne teslim edilmişti.
Haliç ile Kartal Arasındaki Dönüşüm Farkı
Kartal'daki tersane mirasının akıbetine karşılık, İstanbul'un bir diğer önemli tersane bölgesi Haliç Tersaneleri, "Tersane İstanbul" adıyla lüks bir yaşam ve eğlence kompleksine dönüştürüldü. Bu karşılaştırma, endüstriyel mirasa yönelik iki farklı yaklaşımı ortaya koyuyor: Bir yanda ticarileştirilerek korunan miras, diğer yanda faaliyeti sona eren ve geleceği belirsizleşen bir hafıza.
Akşam Yürüyüşünde Silikleşen Hatıralar
Kartal Sahil Park, bir akşam yürüyüşü için bu endüstriyel hikayeleri düşünmek adına uygun bir güzergah sunuyor. Akşam vakti, gün batımıyla birlikte, geçmişin izlerini düşünmek, hatırlamak ve değişen kent peyzajı içinde bu hafızanın yerini sorgulamak için bir fırsat yaratıyor. Modern konut projeleri ve alışveriş merkezlerinin gölgesinde kalan bu endüstriyel miras, "tersane gölgesi" metaforuyla giderek silikleşen bir anıyı işaret ediyor.






Yorumlar
Yorum Yap