Hitit Mutfağının Zamanda Yolculuğu
Çorum'da, Hitit İmparatorluğu'nun başkenti Hattuşa'nın gölgesinde, arkeolojik kazılarda bulunan çivi yazılı tabletlerdeki bilgilere dayanarak 4000 yıllık Hitit yemekleri deneysel olarak yeniden pişirildi. Alacahöyük'te mutfak şefi Ömür Akkor tarafından gerçekleştirilen bu çalışma, Hitit mutfağının zenginliğini, hijyen kurallarını ve günümüz Çorum mutfağıyla olan kültürel bağları gözler önüne serdi.
Arkeolojik Temeller ve Deneysel Pişirme
Hitit mutfağı hakkındaki birincil bilgiler, çivi yazılı tabletlerden elde ediliyor. Bu tabletlerde yemek tarifleri, kullanılan malzemeler, dini törenlerdeki sunumlar ve mutfak hijyen kurallarına kadar detaylı bilgiler kayıt altına alınmış. Alacahöyük kazı başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu önderliğinde ve Şef Ömür Akkor'un mutfak şefliğinde, tabletlerdeki bilgilere sadık kalınarak 4000 yıllık yemekler pişirildi. Çalışmada modern mutfak aletleri kullanılmadı, bıçak dışında teknolojik alet tercih edilmedi. Taşta ezilmiş antik karabuğday gibi dönemin koşullarına uygun malzemeler kullanıldı. Tabletlerde, aşçıların saç ve sakal ile mutfağa girmesinin, mutfağa hayvan girmesinin veya yıkanmadan giriş yapılmasının ağır cezalarla yasaklandığı belirtiliyor. Bu, Hitit mutfak kültüründe hijyenin ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Tahıl ve 180 Çeşit Ekmek
Kaynakların ortaklaşa verdiği bilgilere göre Hitit mutfağı tahıl ve ekmek merkezliydi. Temel besin kaynağı buğday ve arpa olan Hititlerde, Hititçe'de ekmek "ninda" olarak geçer ve 180'den fazla ekmek çeşidi olduğu biliniyor. Ninda.gur.ra (peynirli ve incirli ekmek) bunlardan biriydi. Koyun, sığır, keçi etleri ve ciğer, yürek gibi sakatatlar yaygın olarak tüketilmiş, etler ızgara, güveç veya yahni şeklinde pişirilmişti. "Happena" (ballı zeytinyağlı et güveci) ve "Kariya" (ızgara koyun ciğeri ve yüreği) örnek menüde yer alan yemeklerdi. Soğan, pırasa, sarımsak, salatalık, mercimek, nohut gibi sebzeler ve üzüm, incir, nar, elma gibi meyveler kullanılıyor, sos olarak bal
- zeytinyağ karışımı ve nar suyu sıkça tercih ediliyordu. "Beruwa" adı verilen, salatalıktan nohuta kadar çeşitli malzemelerle yapılan ezmeler Hitit mutfağına özgüydü. Ayrıca, pişmiş et ve soğanın ekmek arasında yenmesi, bir çeşit erken dönem sandviç uygulaması olarak yorumlanıyor. Arpa bazlı bira en yaygın içeceklerden biriydi, şarap da üretilip tüketiliyordu.
Gastronomi Turizmine Yansıma
"Yeniden keşif" sadece arkeolojik bir deney değil, aynı zamanda Çorum'un kültürel ve gastronomik kimliğini güçlendiren bir hareket oldu. Çorum'un geleneksel mutfağında Hitit mutfağının izlerini görmek mümkün. Örneğin, Çorum'da özel günlerde ikram edilen "Az Tad Kurabiyesi"nin üzerindeki üzüm ve buğday başağı motifleri, Hititlerde olduğu gibi bolluk ve bereketi simgeliyor. Keşkek, mantı, çeşitli et yemekleri ve hamur işleri benzerlik gösteriyor. Çorum Belediyesi, bu mirası turizme kazandırmak için çalışmalar yapıyor. Restore edilen Tarihi Veli Paşa Hanı, "Yöresel Çorum Mutfağı" adıyla bir gastronomi merkezine dönüştürüldü. Burada hem Hitit temalı yemekler hem de Çorum'un meşhur lezzetleri (İskilip dolması, Çorum baklavası, leblebi vb.) sunuluyor. Çorum Baklavası gibi geleneksel lezzetler coğrafi işaret ile tescillenerek kentin gastronomi markası güçlendiriliyor. Türk Mutfağı Haftası gibi organizasyonlarla yerli ve yabancı tur operatörlerine, şeflere ve gastronomi yazarlarına Çorum mutfağı tanıtılıyor.



Yorumlar
Yorum Yap