Arkeologlar ve Botanikçiler, Binlerce Yıl Öncesinin Sofrasını Aydınlatıyor
Van Gölü Havzası'nda 36 yıldır sürdürülen Ayanis Kalesi kazıları, MÖ 9
- 7. yüzyıllarda bölgede hüküm sürmüş Urartu Uygarlığı'nın zengin mutfak kültürüne dair çarpıcı bulguları gün yüzüne çıkarıyor. Arkeobotanik çalışmalar ve arkeolojik buluntular, tarım ve hayvancılıkta ileri bir toplum olan Urartuların sofralarının tahıl, bakliyat, et ve süt ürünleriyle nasıl çeşitlendiğini ortaya koyuyor.
Tahıl ve Bakliyat: Beslenmenin Temel Taşı
Ayanis Kalesi'ndeki arkeobotanik analizler, Urartu mutfağının temelinin tahıllara dayandığını gösteriyor. Kabuklu arpa, ekmeklik buğday, dar ve çatal sıyez buğdayı en çok tüketilen tahıllar arasında yer alıyordu. Kazılarda bulunan dövülmüş veya işlenmiş tahıl ürünleri, buğdayın bulgur benzeri formlarda da tüketildiğine işaret ediyor. Beslenme çeşitliliği, nohut, mercimek ve bezelye gibi bakliyatlar ile destekleniyordu.
Hayvancılık ve Protein Kaynakları
Urartular, büyükbaş ve küçükbaş hayvan sürülerine sahipti. Koyun, keçi ve sığır etinin yanı sıra tavuk, kaz ve ördek gibi kümes hayvanları da sofralardaki yerini alıyordu. Van Gölü'nden sazan ve alabalık gibi balıkların tüketildiği de arkeolojik verilerle sabit. Etin uzun süre saklanabilmesi için kavurma ve tuzlama yöntemleri kullanılıyordu. Süt ürünleri de mutfakta önemli bir yere sahipti; yoğurt ve peynir (Van otlu peynirinin atası) üretimi yapılıyordu.
Meyve, Baharat ve Mutfak Teknolojisi
Urartular, üzüm (Erciş üzümü), elma, ayva, erik, nar ve kiraz gibi meyveleri yetiştiriyor ve tüketiyordu. Frenk üzümü izlerine de rastlanan kazı alanlarında, kişniş, Frenk kimyonu, maydanoz gibi baharatlar ve ışkın otu gibi yöresel otların mutfakta kullanıldığı tespit edildi. Madencilikteki ustalıklarıyla bilinen Urartular, yemek pişirmek için bakırdan kazan, leğen ve güğümler üretmişti. Bu kazanların benzerlerinin bölgede hala büryan ve herise pişirmek için kullanılması, binlerce yıllık bir geleneğin sürdüğünü gösteriyor. Tandır, kavurma ve haşlama başlıca pişirme yöntemleriydi.
Günümüz Mutfağına Yansıyan Miras
Araştırmalar, binlerce yıl öncesinin Urartu mutfağı ile günümüz Van ve Doğu Anadolu mutfağı arasında güçlü bir süreklilik olduğunu ortaya koyuyor. Etin tahılla buluştuğu Keledo ve Sengeser gibi yemekler, kurut ve otlu peynir geleneği, bu kadim mutfak kültürünün modern temsilcileri olarak varlığını sürdürüyor. Arkeolojik bulgular, Anadolu'nun lezzet birikiminin köklerinin ne denli derinlere uzandığını gözler önüne seriyor.



Yorumlar
Yorum Yap