Gözden kaçırmayın

Karla Örtülü Peri Bacaları, Cappadocia'ya Masalsı Bir Görünüm KazandırıyorKarla Örtülü Peri Bacaları, Cappadocia'ya Masalsı Bir Görünüm Kazandırıyor

Fırtına Vadisi'nin yemyeşil yamaçları ve sisli zirveleri, binlerce yıllık bir yaşam ritüelinin tanığı olmaya devam ediyor. Her yıl Nisan

  • Mayıs aylarında başlayan ve Ekim sonuna kadar süren bu ritüel, Hemşin yaylacılık kültürünün ve bu kültürün vazgeçilmez lezzeti Vevçi'nin hikayesini barındırıyor.


  • Kadim Bir Göç Geleneği
    Türkiye'nin dağlık ve engebeli arazileri, özellikle de Fırtına Vadisi ve çevresi (Gümüşhane, Rize), yaylacılık faaliyetlerinin en yoğun yaşandığı bölgeler arasında yer alıyor. Orta Asya'dan başlayıp Anadolu'da devam eden binlerce yıllık göçer hayvancılık geleneğinin bir ürünü olan yaylacılık, yaz aylarında hayvan otlatmak, küçük çaplı tarım yapmak ve dinlenmek amacıyla yüksek rakımlı geçici yerleşim alanlarına yapılan mevsimlik bir göç olarak tanımlanıyor. Karadeniz köylüsü, yüksek rakımlı yaylalara çıkmadan önce "mezere" adı verilen alçak yaylalarda konaklayarak sebzecilik ve arıcılık yapıyor. Yaylada geçirilen süre ise, yaylanın yüksekliğiyle ters orantılı olarak değişiklik gösteriyor.


    Yayla Mutfağının Dört Temel Bileşeni ve Vevçi
    Coğrafi bölge, sosyo

  • ekonomik yapı, gelenek-görenek, tarım ve hayvancılık, yayla mutfak kültürünü şekillendiren temel faktörler arasında. Bu faktörlerle zamanla özgün bir kimlik kazanan yayla mutfağı, dört ana tema üzerinden kategorize ediliyor: Hayvan Ürünleri (Süt, yoğurt, peynir, yağ), Tarım Ürünleri (Mısır, patates, lahana), Yöreye Mahsus Ürünler ve Yenilebilir Yabani Bitkiler ve Mantarlar. İşte Vevçi de, bu dört temel bileşeni bir araya getiren tipik bir yayla yemeği olarak karşımıza çıkıyor. Tam olarak kaynaklarda net bir tarifi verilmemiş olsa da, Vevçi'nin yaylacılık kültürünün "hayvan ürünleri" ve "yenilebilir yabani bitkiler" temalarını doğrudan yansıttığı anlaşılıyor. Yaylada üretilen veya doğadan elde edilen malzemelerle (süt ürünleri, yöresel otlar) yapılan, yöreye özgü bu yemek, yayla yaşamının sürdürülebilirliği ve kendine yeterlilik ilkesinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.


Bir Şenlik Havasında Yolculuk ve Kültürel Ritüeller
Yaylaya göç, özenle yapılan hazırlıklarla (azık hazırlama, hayvanların hazırlanması) başlıyor. Yola çıkış, tulum eşliğinde söylenen türküler ve horonlarla adeta bir şenlik havasında gerçekleşiyor. Yolculuk sırasında "düğüm" adı verilen molalar veriliyor. Yaylaya varıldığında ise evlerin onarımı ile yeni yaşam başlıyor. "Vartevor" gibi şenlikler, yayla yaşamının önemli sosyal ritüelleri arasında yer alıyor. Bu şenliklerde gençlerin birbirini tanıması, horon, türkü ve eğlenceler düzenleniyor.


Değişen Dengeler ve Kültürel Mirasın Aktarımı
Zaman içinde yaylacılık faaliyetlerinde de önemli değişimler gözlemleniyor. Geçmişte yayla halkı tarafından üretilen hayvan ve tarım ürünleri miktarı fazlayken, günümüzde yaylada yaşayan haneler genellikle kendine yetecek kadar üretim yapıyor. Temel ihtiyaçlar, haftalık pazarlardan veya ilçelerdeki marketlerden karşılanmaya başlanmış durumda. Ayder, Kavrun gibi bazı yaylalar turizmle hareketlenirken, Kaçkar Yaylası gibi diğerleri araba yolu olmaması nedeniyle orijinalliğini korusa da nüfus kaybı yaşıyor. Yaylacılık, birçok yörede ekonomik bir ihtiyaçtan ziyade bir sayfiye aktivitesine dönüşmüş durumda. Bu değişim sürecinde, Vevçi gibi geleneksel lezzetlerin ve yaylacılık ritüellerinin aslına uygun yaşatılması, devamlılığının sağlanması ve gelecek kuşaklara aktarılması önemli bir kültürel mesele haline geliyor.