Gözden kaçırmayın

Araştırma: İzmir'in Aşk Temalı Şiirsel Kimliği Eski Mecmuaların İzinde AranıyorAraştırma: İzmir'in Aşk Temalı Şiirsel Kimliği Eski Mecmuaların İzinde Aranıyor

İstanbul'un kalbinin attığı Tophane semti, tarih boyunca Boğaz'ın mavi sularına bakan konumu ve çok kültürlü yapısıyla her dönemde bir cazibe merkezi oldu. Osmanlı döneminde bu cazibenin sosyal hayattaki yansıması ise, özellikle semtin arka sokaklarında hizmet veren kahvehanelerde hayat buldu. Araştırmalar, "Mıknatıs

  • ı Cihan Kahvesi" gibi özel bir isme doğrudan rastlamasa da, Tophane'nin tarihi dokusunun böyle bir mekanın varlığına son derece elverişli olduğunu ortaya koyuyor.


  • Tophane: Dünyanın Mıknatısı
    Tophane, İstanbul'un en eski sanayi bölgelerinden biri olarak biliniyor. Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Tophane

  • i Amire top döküm fabrikası, semte adını verirken, liman aktiviteleri ve Rum, Ermeni, Musevi ile Müslüman nüfustan oluşan çok kültürlü yapısıyla da dinamik bir sosyal hayat sunuyordu. Bu çeşitlilik ve yoğun insan trafiği, bölgeyi kahvehane ve kıraathaneler için ideal bir ortam haline getirmişti.


  • 19. Yüzyıl Kıraathanelerinde Bir İkindi Vakti
    19. yüzyıl, Osmanlı'da kahvehane kültürünün "kıraathane" formunda yeniden canlandığı bir dönemdi. Özellikle Beyoğlu çevresinde yaygınlaşan ve "çalgılı kahveler" veya "semai kahvehaneleri" olarak anılan bu mekanlar, sadece kahve içilen yerler değil, aynı zamanda musiki fasıllarının yapıldığı, edebi sohbetlerin döndüğü ve gazetelerin okunduğu kültür merkezleriydi. Ünlü müzisyenler Kemanî Tatyos ve Tanburî Cemil Bey gibi isimlerin fasıllar yaptığı bu kıraathanelerin benzerlerinin, Beyoğlu'na yakınlığı ve liman bölgesi olması nedeniyle Tophane'nin arka sokaklarında da bulunması kuvvetle muhtemeldi.


    Kaybolan Bir Ritüelin Tasviri
    Araştırmaların ışığında, Tophane'nin dar bir sokağındaki taş binada hayat bulan "Mıknatıs

  • ı Cihan Kahvesi"nde bir ikindi vakti şöyle tasvir edilebilir: İkindi ezanının ardından, günün yorgunluğunu atmak isteyen müdavimler; liman işçilerinden sanatkarlara, aydınlardan esnafa kadar farklı kesimlerden gelerek ahşap peykeleri ve nargile köşeleri olan mekanı doldururdu. Dışarıdan gelen sokak gürültülerine tezat oluşturan sakin atmosferde, bir köşede incesaz takımının (ney, keman, ud) nağmeleri yükselirken, diğer tarafta gazete okuyanlar veya tavla oynayanlar görülürdü. Muhabbetler siyaset, edebiyat veya günlük ticari işler hakkında olurdu. Cezvede pişen Türk kahvesinin mis kokusu ise, nargile dumanına karışırdı.


  • Değişen Dokunun İzinde
    20. yüzyılda, özellikle cumhuriyet sonrası dönemde Tophane'nin demografik yapısı önemli ölçüde değişti. Gayrimüslim nüfusun azalması ve göçlerle birlikte semtin sosyal dokusu ve dolayısıyla kahvehane kültürü de bu dönüşümden nasibini aldı; geleneksel işlevlerini kısmen kaybetti. Günümüzde Tophane, İstanbul Modern gibi sanat galerilerinin, kafelerin ve turistik mekanların yoğunlaştığı bir bölge haline gelmiş durumda. "Mıknatıs

  • ı Cihan Kahvesi" gibi tarihi bir kahvehanenin fiziki varlığı büyük olasılıkla sona ermiş olsa da, semtin "cihan mıknatısı" olma çekiciliği, farklı formlarda da olsa, varlığını sürdürüyor.