Gözden kaçırmayın

Kadıköy'ün Sinema Tarihi Beş Durablekta CanlanıyorKadıköy'ün Sinema Tarihi Beş Durablekta Canlanıyor

Bin Yıllık Gelenek Toprakla Terapi Sunuyor


Anadolu'nun çeşitli köylerinde asırlardır süren köy çömlekçiliği, standart bir zanaatten çok daha derin anlamlar taşıyor. Ustaların ifadeleriyle, bu kadim pratik, insanı duygusallaştıran, merhametli kılan ve kendi özüyle temas kurduran meditatif bir deneyim sunuyor.


İnsan ve Toprağın Varoluşsal Birliği


Çömlekçilik felsefesinin temelinde, insanın toprakla olan köken birliği yatıyor. Kaynaklarda vurgulandığı gibi, "seramiğin ham maddesiyle, insanın ham maddesinin aynı olduğu" düşüncesi hakim. Burdur'da çömlek ustası Cüneyt Sezer, "Toprakla iştigal ettiğimiz için ister istemez toprak bizim kimyamıza, yaşantımıza, insanlarla olan diyalogumuza etki yapıyor" diyerek bu bağa dikkat çekiyor.


Meditatif Bir Terapi Yöntemi


Çömlek yapım süreci, modern yaşamın stresine karşı güçlü bir terapi aracı olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, çamurla bütünleşmenin mistik bir felsefe barındırdığını belirtiyor. Ayrıca, çömlek yapmanın insan bedenindeki statik elektriği "bir mıknatıs gibi çekmesi" ve verdiği rahatlama duygusu, alternatif rehabilitasyon yöntemleri arasında kabul görüyor. Nigâr Aydemir'in vurguladığı gibi, "toprakla çalışmak kendi özünle temas kurmaktır" ve bu süreç bireyi içsel bir yolculuğa çıkarıyor.


Sabrın ve Zamanın Felsefesi


Geleneksel çömlekçilik, modern dünyanın hızına karşı bir direnç noktası oluşturuyor. Eskişehir'in Sorkun Köyü'nde olduğu gibi, her aşaması sabır gerektiren bir süreç izleniyor. Toprağın çıkarılması ve hazırlanması, 2

  • 3 gün süren kurutma işlemi ve "ütme" adı verilen açık pişirme ritüeli, aceleci tüketim kültürüne alternatif bir zaman algısı sunuyor.


Kadim Bilgeliğin Aktarımı ve Yok Oluş Tehlikesi


Sorkun Köyü'nde 800 yıldır, Kınık Köyü'nde ise 135 yıldır süren bu gelenek, bilginin kuşaklar arası aktarımını simgeliyor. Gökeyüp ve Sorkun gibi köylerde kadınların dominant rolü, çömlekçiliğin Neolitik dönemdeki "Ana Tanrıça" kültürüyle olan bağlantısını düşündürüyor. Ancak, bu felsefi pratik kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Kayapa Köyü'nde 1940'larda köyün %80'i çömlekçilikle geçimini sağlarken, bugün sadece 4 ustanın kalmış olması, geleneksel bilginin korunmasının aciliyetini gözler önüne seriyor.