Kasımpaşa'nın Haliç'e inen daracık Tersane Çıkmazları'nda, tarihi tersane binalarının gölgesinde, sabahın erken saatleri yaşam buluyor. Taş fırından yayılan sıcak ekmek ve simit kokusu, Haliç'ten esen hafif rüzgarla birlikte sokaklara yayılarak mahallelinin buluşma noktasını işaret ediyor.
Tarihin İzinde Bir Mahalle
Beyoğlu'na bağlı Kasımpaşa semtinde, Haliç Camii Kebir Mahallesi Takzak mevkiinde yer alan bu bölge, aynı zamanda dünyanın en eski tersanelerinden biri olan Tersane
- i Amire'ye (Haliç Tersaneleri) ev sahipliği yapmıştır. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1455'te kurulan bu alan, yüzyıllar boyunca Osmanlı Donanması'nın kalbi olmuş, Türk denizcilik tarihinin önemli ilklerine tanıklık etmiştir. Son dönemde ise bu endüstriyel miras, Tersane İstanbul projesi ile oteller, müzeler ve sanat galerilerinin bulunduğu modern bir yaşam alanına dönüşmüştür. "Tersane Çıkmazları" ifadesi, bölgenin bu dönüşüm öncesindeki dar, tarihi sokak dokusunu hatırlatmaktadır.
Fırın Önü Kuyruğunda Güne Merhaba
Sabahın ilk ışıklarında, mahalle sakinleri güne taze ürünlerle başlamak için fırının önünde oluşan kuyrukta bir araya geliyor. Taze ekmek, poğaça ve simit kokusunun etrafa yayıldığı bu kuyruklar, sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir sosyalleşme ritüelidir. Bu ritüel, Ramazan aylarında sıcak pide kuyruklarında olduğu gibi, İstanbul'un geleneksel mahalle yaşamının sürdüğü anlardan birini yansıtır. Kuyrukta, bölgenin dönüşümünü gören yaşlı sakinler ile Tersane İstanbul'un getirdiği modern yaşamı deneyimleyen gençler bir arada bulunur.
Değişimin Göbeğinde Gelenek
Bu sahne, İstanbul'un hızla değişen kentsel dokusu içinde, geleneksel mahalle yaşamının ve dayanışma ruhunun devam ettiği anlardan birini yakalar. Tarihi Haliç Tersaneleri'nin endüstriyel mirası ile sabahın ilk saatlerindeki sıcak fırın ritüeli, Kasımpaşa'nın karakteristik bir manzarasını oluşturur. Fırın önündeki bu buluşmalar, geçmiş ile bugün arasında bir köprü işlevi görerek, mahallenin ruhunu yaşatmaya devam ediyor.



Yorumlar
Yorum Yap