Büyükada'nın sakin sokaklarında dolaşan ziyaretçiler, çam ağaçlarının gölgesinde saklanmış ihtişamlı köşklerle karşılaşır. Bu yapılar ve etraflarındaki geniş bahçeler, adanın geçmişteki görkemli günlerine tanıklık ediyor. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında inşa edilen bu köşkler, bugün "kayıp bir ikindi"nin nostaljik atmosferini yansıtıyor.
Bir Zamanların Sosyal Hayat Merkezi
Büyükada'daki görkemli köşklerin inşası, Osmanlı İmparatorluğu'nda Batılılaşma sürecinin yoğunlaştığı, Tanzimat Fermanı sonrasında yabancıların ve gayrimüslim zenginlerin mülk edinebildiği bir döneme denk geliyor. 1846'da düzenli vapur seferlerinin başlamasıyla ada, İstanbul'un zenginleri, bankerleri, tüccarları ve devlet adamları için bir sayfiye yeri haline geldi. Kiryako Hacopulo, George Mizzi, Con Paşa, Arap İzzet Paşa gibi isimler, birbirinden gösterişli köşkler inşa ettirdi veya satın aldı. Bu köşkler sadece yazlık konutlar değil, aynı zamanda sosyal statünün bir göstergesiydi.
Mimari İhtişam ve Bahçe Kültürü
Köşkler genellikle eklektik bir üslupla, Art Nouveau, Neoklasik, Barok ve Orta Çağ şatolarını andıran unsurlar taşıyor. Çoğunlukla kagir bir bodrum kat üzerine yükselen 2
- 3 katlı ahşap yapılar olan köşklerin detaylı ahşap işçiliği, oymalı tavanları, kalem işi süslemeleri, ferforje balkonları ve geniş verandaları dikkat çekiyor. Ancak bu köşklerin asıl ihtişamı, geniş bahçelerinde saklıydı. Bahçeler, süs bitkilerinin yanı sıra her çeşit meyve ağacı, palmiye ve özellikle çam ağaçlarıyla süslüydü. Setler halinde denize kadar inen bu bahçeler, hem serinlik hem de muhteşem deniz manzarası sunuyordu.
- ekonomik değişimlerle sona ermesini ifade ediyor. Birçok köşk el değiştirdi, hazineye intikal etti, otel veya kamu binasına dönüştürüldü veya terk edildi. Bahçelerin bir kısmı parçalandı, köşkler yıprandı veya restore edilirken orijinal dokusunu kısmen kaybetti. Bugün, Hacopulo Köşkü'nün Büyükada Hükümet Konağı olarak hizmet vermesi, Mizzi Köşkü'nün kırmızı tuğlalı, kuleli şato görünümüyle özel mülkiyette olması, bu değişimin somut örneklerini oluşturuyor.
Kayıp Bir İkindinin Hikayesi
"Kayıp bir ikindi" ifadesi, bu köşklerde yaşanan ihtişamlı, kibar ve dingin yaam tarzının, I. Dünya Savaşı, mübadele, Varlık Vergisi gibi tarihsel dönüm noktaları ve sosyo
Günümüzde Tarihi Köşkleri Keşfetmek
Büyükada'nın en önemli tarihi ve fotografik değerlerini oluşturan bu köşkler ve bahçeler, ziyaretçilerini geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Bisikletle veya yürüyerek ada sokaklarında gezerken, çam ağaçlarının arasından gözüken bu ihtişamlı yapıların bahçe kapılarından içeri bakmak, "kayıp bir ikindi"nin hayalini kurmak mümkün. 1984'te SİT alanı ilan edilen Büyükada'da bu köşkler ve onları çevreleyen doğal doku koruma altında olsa da, birçok yapının restorasyon ihtiyacı devam ediyor. Bu durum, adanın geçmişindeki görkemli günlerle şimdiki zaman arasındaki bağı hissettiren nostaljik atmosferini pekiştiriyor.







Yorumlar
Yorum Yap