Bozcaada, Ege Denizi'nin incisi olmanın ötesinde, Homeros'un İlyada destanında adı geçen Tenedos olarak bilinen, şarabın binlerce yıldır hayat bulduğu bir kültür hazinesidir. Ada, 4000 yıllık bağcılık geçmişi, eşsiz mikrokliması ve sosyal dönüşüm öyküsüyle Türkiye'nin şarap haritasında özel bir konuma sahiptir.
Antik Köklerden Günümüze Bir Gelenek
Bozcaada'nın şarap kültürünün kökleri antik çağlara, MÖ 3000'lere kadar uzanır. Homeros'un İlyada'sında adı "Tenedos" olarak geçen ada, o dönemde bile üzüm bağları ve şaraplarıyla anılırdı. MÖ 5. yüzyıla ait Tenedos sikkeleri üzerindeki üzüm salkımı figürleri, bağcılığın adanın ekonomik ve kültürel kimliğindeki merkezi rolünü kanıtlar niteliktedir. Osmanlı döneminde ise Evliya Çelebi, 17. yüzyılda Bozcaada şaraplarını "dünyanın en kaliteli şarapları" arasında saymıştır.
Rüzgârın ve Toprağın Dansı: Bozcaada Terroir'u
Bozcaada şaraplarının karakterini belirleyen en önemli unsur, adanın kendine özgü coğrafi ve iklimsel koşullarıdır. Yılda 300 günden fazla esen kuzey rüzgârları (poyraz), üzümlerdeki nem oranını düşürerek hastalık riskini azaltır ve pestisit kullanımını minimuma indirir. Volkanik kökenli, mineral açıdan zengin topraklar ve belirgin gece
- gündüz sıcaklık farkı, üzümlerde ideal asidite-şeker dengesinin oluşmasını sağlar. "Ova", "Çayır" ve "Sulubahçe" gibi farklı mevkilerdeki mikroklima etkileri, aynı üzüm çeşidinden bile farklı lezzet profilleri elde edilmesine olanak tanır.
- 1980 dönemi altın yıllar olarak anılırken, 1980 sonrasında yaşanan durgunluk, 1990'lı yılların sonundaki modernizasyon hamleleriyle yerini kalite odaklı bir üretime bıraktı. Günümüzde ada, Yunatçılar, Ataol, Talay, Corvus, Gülerada ve Amadeus olmak üzere 6 şarap eviyle ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödüllere imza atmaktadır.
- ekim aylarında gerçekleşen bu dönem, yerel halkın "dimit" adını verdiği ahşap teknelerde üzümlerin ezilmesi, müzik ve dans eşliğinde bir kutlamaya dönüşür. Bozcaada Bağbozumu Festivali, şarap tadımları, geleneksel ada yemekleri ve konserlerle bu kültürü yaşatmanın ve tanıtmanın en önemli aracıdır.
Kaybolmaya Yüz Tutmuş Yerel Çeşitler ve Uluslararası Başarı
Ada, hem nesiller boyu bu topraklarda yetişmiş yerel üzüm çeşitleri hem de uluslararası çeşitlerle bir mozaik oluşturur. Efsanevi kırmızı üzüm Kuntra (Karasakız), ince kabuklu ve kendine özgü aromasıyla adanın simgesidir. Koyu renkli ve tannik yapıdaki Karalahna ve 2020'de coğrafi işaret alan, iri taneli beyaz üzüm Çavu, adanın yerel hazinelerindendir. Vasilaki gibi narin beyaz üzümlerin yanı sıra, Cabernet Sauvignon ve Chardonnay gibi uluslararası çeşitler de burada başarıyla yetiştirilmektedir. Son dönemde Mavrella ve Kokinela gibi kaybolmaya yüz tutmuş endemik türlerin yeniden canlandırılması için çalışmalar yürütülmektedir.
Bir Kültürel Dönüşüm Öyküsü: Sosyal Tarih
Bozcaada'da şarapçılık, yalnızca bir tarımsal faaliyet değil, aynı zamanda bir sosyal tarih belgeselidir. 1925 yılına kadar şarap üretimi ağırlıklı olarak adadaki Rum nüfus tarafından yürütülüyor, Türkler ise daha çok bağcılıkla uğraşıyordu. Cumhuriyet'in ilanından sonra Haim Bey (Yunatçılar) bir Rum imalathanesini satın alarak Bozcaada'nın ilk Müslüman/Türk şarap üreticisi oldu. Bu tarih, adadaki şarapçılık geleneğinde bir dönüm noktası teşkil etti. 1960
Bağbozumu: Bir Hasat Festivalinden Ötesi
Bağbozumu, Bozcaada'da tarımsal bir faaliyet olmanın çok ötesinde, bir kültürel ritüeldir. Her yıl eylül
Geleceğe Yönelik Zorluklar ve Fırsatlar
Artış gösteren turizm baskısı, bağ alanlarının korunması ve geleneksel bağcılıkla uğraşacak iş gücünün devamlılığı konusunda zorluklar yaratmaktadır. Buna karşılık, 2005'te başlatılan "Organik Tarım Projesi" ile adanın tamamının organik tarıma geçmesi hedeflenmekte olup, bugün üreticilerin yarısı organik bağcılık yapmaktadır. CultureCIVIC gibi kuruluşların desteklediği "Tenedos'tan Bozcaada'ya Bağcılık" gibi belgesel projelerle, genç ve eski bağcıların deneyimleri kayıt altına alınarak bu kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması amaçlanmaktadır.



Yorumlar
Yorum Yap