Gözden kaçırmayın

Artvin'de Kitap Kafede Artvin'de Kitap Kafede "Soru Sorma Günü" Etkinliği Düzenlenecek

Avrupa'nın köklü tren garları, yüzyılları devirmesine rağmen fonksiyonlarını koruyor. 1846'da hizmete giren Paris'teki Gare du Nord, her gün binlerce yolcuya ev sahipliği yapıyor. 1868 yapımı Londra'daki St. Pancras İstasyonu, demir ve cam mimarisiyle ulaşımın merkezi olmayı sürdürüyor. 1931'de açılan Milano Centrale ise görkemli yapısı içinde yolculukları başlatmaya devam ediyor. Bu tarihi terminaller, sadece ulaşım düğüm noktası değil, aynı zamanda yaşayan sosyal mekanlar olarak dikkat çekiyor.


Haydarpaşa Garı'nın Tarihi Rolü
İstanbul'da, 1908'de inşa edilen Haydarpaşa Garı, deniz ve demiryolunun kesişme noktasında, iki kıtanın bağlantısında kritik bir rol üstlendi. Yıllar boyunca sayısız kavuşma ve vedanın tanığı olan bina, şehrin hafızasında önemli bir yer tutuyor. Anadolu'dan İstanbul'a gelenler için bir şehir kapısı, İstanbul'dan Anadolu'ya gidenler içinse bir çıkış noktası işlevi gördü.


Bakanlık Planı ve Tepkiler
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Haydarpaşa Garı'nı kültür ve sanat işlevleri olan bir komplekse dönüştürmeyi planladığını açıkladı. Proje kapsamında binanın müze, sergi salonu ve benzeri kültürel aktivitelere ev sahipliği yapması öngörülüyor. Ancak, Haydarpaşa Dayanışması adı altında bir araya gelen sivil toplum kuruluşları ve aktivistler, bu plana karşı çıkıyor. Grup, garın öncelikle ve esas olarak aktif bir tren garı kimliğiyle korunması ve yeniden işletilmesi gerektiğini savunuyor.


Neden Aktif Tren İstasyonu?
Taraflar, tarihi tren garlarının sadece birer bina olmadığı konusunda hemfikir. Haydarpaşa Dayanışması'na göre, bu mekanlar insanların anılarının da yolculuğa çıktığı, şehrin sosyal dokusunun bir parçası olan yaşayan alanlar. Destekçiler, garın trenle vapurun buluştuğu bir aktarma merkezi olarak yeniden faaliyete geçirilmesinin, İstanbul'un ulaşım ve kültürel mirasına yapılacak en anlamlı katkılardan biri olacağını ifade ediyor. Eski Türk filmlerinde betimlendiği gibi, yolcuların trenden inip bavullarıyla vapura koştuğu bir senaryonun canlanmasının, mirasın yaşatıldığının en somut göstergesi olacağı düşünülüyor.