Gözden kaçırmayın
Hangi İnsan Hakları Film Festivali'nde Hatay Belgeselleri Final Filminin Galası YapılacakKaradeniz'in Yaylalarında Bin Yıllık Arıcılık Geleneği
Artvin'in sarp yamaçları ve Rize'nin yemyeşil yaylaları, Türkiye'nin en değerli arıcılık kültürlerine ev sahipliği yapıyor. Bölgede nesiller boyu süren geleneksel arıcılık, sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda derin bir kültürel mirası temsil ediyor.
Saf Irkın Son Kalesi: Camili Havzası
Artvin'in Borçka ilçesine bağlı Camili (Macahel) Havzası, dünyada saf Kafkas arısı (Apis mellifera caucasica) ırkının korunabildiği son bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. UNESCO tarafından da koruma altına alınan bölge, coğrafi izolasyonu sayesinde bu özel arı ırkının genetik saflığını muhafaza edebiliyor. Kafkas arısı, 7.2 mm'ye varan dil uzunluğu ile derin tüplü çiçeklerden nektar toplama konusunda rakipsiz bir avantaja sahip. Sakin mizaçlı olması ve soğuk iklime adapte olmuş özellikleri, onu bölge arıcılığı için vazgeçilmez kılıyor.
Anzer Balının Şifalı Ritüelleri
Rize'nin İkizdere ilçesindeki Anzer Yaylası'nda üretilen Anzer balı, coğrafi işaret tescilli bir ürün olarak öne çıkıyor. Balın eşsiz özellikleri, yaylada bulunan 450
- 500 çeşit çiçekten, özellikle de 80-90 adet endemik türden kaynaklanıyor. Haziran-ağustos ayları arasında, soğuk süzüm yöntemiyle ve hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen bal, yüzyıllardır süren bir şifa kültürünün parçası. Geleneksel olarak bağışıklık sistemini güçlendirme, solunum yolu enfeksiyonları, mide-bağırsak rahatsızlıkları ve cilt sorunlarına karşı kullanılan bal, modern yaşamda sabah kahvaltılarında bir sağlık ritüeline dönüşmüş durumda.
Koruma Çabaları ve Sahtecilik Tehdidi
Hem Kafkas arısının saf ırkının korunması hem de Anzer balının otantikliğinin devamı için ciddi çabalar sarf ediliyor. 2004 yılında yayınlanan bir tebliğ ile Artvin ve Ardahan'daki belirli bölgeler doğal koruma alanı ilan edilerek, bu illere dışarıdan arı kolonisi getirilmesi yasaklandı. Ancak Anzer balı konusunda ciddi bir sahtecilik sorunu yaşanıyor. Yıllık üretimi 10 ton civarında olan gerçek Anzer balına karşılık, piyasada 100 ton kadar sahte bal satıldığı belirtiliyor. Bu durum, hem tüketici güvenini sarsıyor hem de kültürel mirasın değerini düşürüyor.
Geleneksel Bilginin Gelecek Nesillere Aktarımı
Bölgedeki arıcılık kültürü, sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyolojik bir öneme sahip. Yerel halk için bu gelenek, atalardan kalma bir bilgi birikimi ve övünç kaynağı. Anzer Balı Kooperatifi gibi oluşumlar, bu değerin sürdürülebilir şekilde korunması ve pazarlanmasında kilit rol oynuyor. Geleneksel yöntemlerle modern tekniklerin harmanlandığı bu mücadele, bin yıllık arıcılık kültürünün gelecek nesillere aktarılmasını hedefliyor.



Yorumlar
Yorum Yap