Gözden kaçırmayın

Moda'da Moda'da "Gizli Yelken Kulübesi" Efsanesi ve Sahilin Huzur Dolu Atmosferi

Osmanlı Kitap ve Mimari Süsleme Sanatının Kalbi: Nakkaşhaneler


Osmanlı döneminde, kitap sanatlarından mimari süslemelere kadar birçog alanda eser veren nakkaşların çalıştığı atölyeler olan nakkahaneler, İstanbul'un sanat tarihinde kritik bir rol oynamıştır. Bu sanatkârlar, padişahlar için hazırlanan elyazması kitapların tezhip ve minyatürlerini, cami ve sarayların çini ve kalem işi süslemelerini tasarlayıp işlemiştir. Zaman içinde örgütlü yapılarını ve fiziki mekânlarını kaybeden bu atölyelerin izleri, bugün İstanbul'un belirli bölgelerinde aranmaktadır.


Sarayın Sanatkârları: Ehl

  • i Hiref Teşkilatı


  • Nakkaşlar, Osmanlı sarayındaki sanatçı ve zanaatkâr teşkilatı olan Ehl

  • i Hiref'in en önemli bölüklerinden birini oluşturuyordu. 16. yüzyılda, özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde, sayıları ve örgütlenmeleri artan nakkaşların önemi, 17. yüzyıldan itibaren azalmaya başladı. Saray bünyesindeki Hassa Nakkaşhanesi'nin yanı sıra şehrin çeşitli yerlerinde de atölyeler faaliyet gösteriyordu.


  • Kayıp Atölyelerin Muhtemel Lokasyonları


    Araştırmalar, İstanbul'daki nakkaş atölyelerinin iki ana bölgede yoğunlaştığını göstermektedir. İlk bölge, Topkapı Sarayı'nın birinci avlusu ve çevresidir. 'Ambar

  • ı Amire' olarak bilinen bölge, saraya bağlı nakkaşların atölyelerine ev sahipliği yapmaktaydı. Önemli elyazması eserler, sarayın birinci avlusundaki özel atölyelerde üretilmiştir.


  • İkinci önemli bölge ise Atmeydanı, yani günümüzdeki Sultanahmet Meydanı ve civarıdır. Ayasofya'nın karşısında bulunan ve üst katlarında nakkaş atölyeleri barındıran Arslanhane yapısı, 1527

  • 28 tarihli bir belgeyle kayıtlara geçmiştir. Ayrıca, III. Ahmed dönemi Surnâmeler'de Atmeydanı'nda bir 'Nakkahane Kasrı'ndan bahsedilmektedir.


Nakkaş Hasan Paşa'nın İzinde


Hem vezir ve yeniçeri ağası gibi önemli devlet görevlerinde bulunan hem de döneminin usta bir minyatür sanatçısı olan Nakkaş Hasan Paşa, bu rotadaki somut duraklardan birinin anahtarıdır. Adı, bugün Beylerbeyi'nde Nakkaştepe olarak bilinen bölgede yaşamaktadır. Ayrıca, Eyüp'te kendi adına yaptırdığı bir türbesi bulunmaktadır. Bu mekânlar, nakkaş geleneğinin İstanbul'daki somut izlerini takip etmek isteyenler için önemli noktalardır.


Fiziken ve Bellekte Kaybolan Bir Miras


"Kayıp" kavramı, bu atölyeler için iki şekilde yorumlanabilir. Birincisi, Arslanhane'deki atölyeler veya Nakkahane kasrı gibi yapıların fiziken günümüze ulaşamamasıdır. İkincisi ve daha derin olanı ise, nakkaşhanelerin bir kurum olarak örgütlü yapısının ve üretim dinamiklerinin zamanla zayıflayarak belleklerden silinmesidir. İstanbul'un kayıp nakkaş atölyelerini aramak, bu nedenle sadece fiziki bir keşif değil, aynı zamanda bir kültürel hafıza yolculuğudur.