Bir Anadolu çocuğunun yaşadığı derin bir deneyim, onu Türklük şuuruna ulaştırdı. Orduya katıldığı ilk günlerde, bir Arap binbaşısı tarafından kötü muameleye maruz kalan bu genç, gözyaşlarıyla kendi köklerini keşfetti. O an, Türklük onun için sadece bir kimlik değil, aynı zamanda hayatının en derin övünç kaynağı haline geldi. Bu olay, onun için yalnızca bir hatıra değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi oldu. O günden sonra Türklük, hayatındaki en değerli hazinelerden biri olarak kaldı.
Yorumlar
Yorum Yap