Gözden kaçırmayın

Küçükpiyale'nin Gizli Avluları ve Tarihi Dokusu Araştırma Konusu Olarak Öne ÇıkıyorKüçükpiyale'nin Gizli Avluları ve Tarihi Dokusu Araştırma Konusu Olarak Öne Çıkıyor

İstanbul'un tarihi şifalı bitki bahçeleri, kentin binlerce yıllık tıbbi bitki geleneğini yaşatan ve bu mirası koruyan önemli durakları oluşturuyor. Bu bahçeler, ziyaretçilerini hem doğal güzelliklerle buluşturuyor hem de kadim şifa geleneği hakkında bilgilendiriyor.


Köklü Bir Tıbbi Bitki Geleneği


İstanbul, sadece siyasi ve kültürel değil, aynı zamanda tıbbi bitki bilimi açısından da köklü bir tarihe sahip. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde şifahanelerde bitkisel tedavi yöntemleri geliştirilmiş ve uygulanmış. Bu gelenek, günümüzde kentin çeşitli noktalarında bulunan botanik bahçelerinde yaşatılıyor. İstanbul'un bu tarihi mirasının beş önemli temsilcisi, şehrin farklı noktalarında ziyaretçilerini ağırlıyor.


Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi: Türkiye'nin İlk ve Öncü Örneği


2005 yılında Zeytinburnu Belediyesi ve Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği işbirliğiyle kurulan bahçe, Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesi olma özelliğini taşıyor. 700'ün üzerinde tıbbi ve aromatik bitki türüne ev sahipliği yapan bahçede, bitkiler sindirim sistemi, solunum yolları ve cilt sağlığı gibi farklı terapötik etkilere göre tematik parsellerde düzenlenmiş durumda. Bahçe bünyesinde tropikal sera, herbaryum, tohum bankası ve laboratuvar bulunuyor. Sentetik gübre ve ilaç kullanılmayan bahçede, bitki atıkları kompost yapılarak doğal gübre olarak değerlendiriliyor. Zeytinburnu, Merkezefendi Mahallesi'ndeki bahçe, "Sağlık Çevre Okulu" kapsamında 110'dan fazla eğitim programı sunuyor.


Diğer Önemli Botanik Alanlar


Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, 1995'te Ali Nihat Gökyiğit tarafından eşi Nezahat Gökyiğit anısına kurulmuş ve 2002'de botanik bahçesine dönüştürülmüş. Anadolu Otoyolu kavşağındaki adalar üzerine kurulu olmasıyla dünyada benzersiz bir konuma sahip. Atatürk Arboretumu ise 1949'da İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öncülüğünde kurulmuş ve 1982'de bugünkü adını almış. 345 hektarlık Belgrad Ormanı içinde yer alan arboretum, dünyanın dört bir yanından getirilen 2000'den fazla ağaç ve bitki türü barındırıyor.


İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, 1935 yılında Atatürk'ün davetiyle Türkiye'ye gelen Prof. Dr. Alfred Heilbronn ve Prof. Dr. Leo Brauner tarafından kurulmuş ve Türkiye'nin en eski botanik bahçesi unvanını taşıyor. Emirgan Korusu ise geleneksel bir şifahane bahçesi olmamakla birlikte, İstanbul'un bitki kültürü ve özellikle lale geleneği açısından simgesel bir öneme sahip. Her yıl düzenlenen Lale Festivali ile ünlü olan koru, 120'den fazla lale türü sergiliyor.


Tarihsel Bağlam: Osmanlı ve Öncesinde Şifalı Bitkiler


Kaynaklardan anlaşıldığı üzere, Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde şifalı bitkilerin kullanımı oldukça yaygındı. Avrupa'da ruh hastalarına "cadı" muamelesi yapılırken, Osmanlı şifahanelerinde müzik, su sesi ve bitkilerle tedavi yöntemleri uygulanıyordu. İbni Sina gibi hekimlerin eserlerinde 900'den fazla tıbbi bitki tanımlanmıştı. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, işte bu kadim geleneğin modern bir uzantısı ve yaşayan bir temsilcisi konumunda.